Fethin Lojistik Destanı

Fethin Lojistik Destanı

  • 26

Fethin Lojistik Destanı: Dev Bir Ordu Cepheye Nasıl Taşındı ve Beslendi?

Askeri tarihçiler arasında meşhur bir söz vardır: "Amatörler strateji, profesyoneller ise lojistik konuşur." İstanbul'un fethi, bu sözün en görkemli kanıtlarından biridir. Fatih Sultan Mehmet'in zaferi, sadece savaş meydanındaki dehasının değil, aynı zamanda cephe gerisindeki "görünmez ordusunun" yarattığı lojistik destanının bir eseridir. Yüz binlerce askeri ve on binlerce hayvanı 53 gün boyunca beslemek, onlara su sağlamak, binlerce tonluk mühimmatı kesintisiz olarak cepheye ulaştırmak ve tonlarca ağırlıktaki devasa topları yüzlerce kilometre öteden getirmek, en az surları yıkmak kadar zor ve karmaşık bir operasyondur. Çoğu büyük kuşatma, kılıç darbelerinden önce açlık, hastalık ve tedarik sorunları nedeniyle başarısız olurdu. Fatih'in en büyük başarılarından biri, bu sorunların hiçbirinin yaşanmasına izin vermeyecek kadar kusursuz bir lojistik planı hazırlaması ve uygulamasıdır. Bu yazı, fethin lojistik sırlarını aralayacak ve bu devasa askeri makinenin nasıl kusursuzca çalıştığını anlatacaktır.

Sefer Öncesi Planlama: Zaferin Altyapısı

Fatih, ordusunu İstanbul önlerine getirmeden çok önce, bu devasa gücün sorunsuz bir şekilde ilerleyebilmesi için tüm Trakya'yı adeta bir lojistik üssüne çevirmişti. Zafer, daha ilk asker yola çıkmadan önce, yapılan bu altyapı hazırlıklarıyla kazanılmaya başlanmıştı.

Yollar, Köprüler ve Menzil Teşkilatı

Ordu İstanbul'a yürümeden aylar önce, mühendisler ve işçiler görevlendirilerek Edirne'den İstanbul'a uzanan tüm güzergah elden geçirildi. Yollar genişletildi, bataklıklar kurutuldu ve köprüler onarılarak ağır topların geçişine uygun hale getirildi. En önemlisi, Osmanlı'nın klasik Menzil Teşkilatı en verimli şekilde kullanıldı. Yol boyunca belirli mesafelerde "menzil" adı verilen konaklama ve ikmal noktaları oluşturuldu. Bu noktalara haftalar öncesinden tonlarca un, arpa, kuru et, peksimet ve hayvan yemi yığıldı. Böylece ordu, yanında devasa bir ağırlık taşımak zorunda kalmadan, her konaklama noktasında ihtiyacı olan her şeyi hazır buluyordu.

Şahi Toplarının Nakliyesi: Bir Mühendislik Harikası

Fethin lojistik destanının en inanılmaz bölümü, Edirne'de dökülen ve her biri onlarca ton ağırlığında olan Şahi toplarının İstanbul'a nakliyesidir. Bu operasyon tek başına bir mühendislik ve planlama harikasıydı. Her bir top, özel olarak yapılmış arabalara yükleniyor ve onlarca manda veya öküz tarafından çekiliyordu. Topların ve arabaların devrilmemesi, yolda hasar görmemesi için yüzlerce asker ve işçi görev yapıyordu. Yaklaşık 240 kilometrelik bu yolculuk, iki aydan uzun sürmüştür. Sadece bu nakliye operasyonunun başarısı bile, Fatih'in lojistik vizyonunun ne kadar büyük olduğunu göstermeye yeterlidir.

Kuşatma Sırasında Lojistik: 53 Günlük Kesintisiz Destek

Ordunun surların önüne gelmesiyle lojistik operasyonu bitmedi, tam aksine daha da karmaşık bir hal aldı. 53 gün boyunca devasa bir ordunun tüm ihtiyaçlarının kesintisiz olarak karşılanması gerekiyordu.

İaşe (Yiyecek) ve Yem Tedariki: Ordunun Midesi

Bir ordunun savaşma gücü, askerlerinin tokluğuyla doğru orantılıdır. Fatih, ordusunun hiçbir zaman açlık çekmemesi için olağanüstü bir tedarik zinciri kurdu. Trakya ve Batı Anadolu'daki şehir ve kasabalar, belirli bir takvimle orduya sürekli olarak un, tahıl, küçük ve büyükbaş hayvan göndermekle görevlendirilmişti. Ordugahta kurulan seyyar fırınlarda her gün on binlerce ekmek pişiriliyordu. Askerlerin yanı sıra, süvari atları ve topları çeken öküzler için gereken tonlarca yemin tedariki de aksatılmadan sağlandı. Bizans, surların içinde açlıkla mücadele ederken, Osmanlı ordusu bolluk içinde bir kuşatma yürüttü.

Mühimmat İkmali: Savaşın Yakıtı

Savaşın yakıtı mühimmattır. Özellikle topların aralıksız ateşlenebilmesi için sürekli olarak barut ve güllenin sağlanması gerekiyordu. Barut, Edirne'deki baruthanelerden kervanlarla getirilirken, yüzlerce kilo ağırlığındaki taş güllelerin bir kısmı da kuşatma alanına yakın yerlerdeki taş ocaklarından yontularak imal ediliyordu. Oklar, kuşatma kuleleri için kereste, lağım kazıları için alet edevat gibi binlerce farklı malzemenin ikmali de bu kusursuz lojistik ağ sayesinde hiç aksamadı.

Donanmanın Rolü: Denizden Gelen Destek

Bu büyük operasyonda Osmanlı Donanması, sadece savaş gemilerinden ibaret değildi. Aynı zamanda dev bir nakliye filosu görevi gördü. Anadolu yakasından ve Marmara kıyılarından toplanan erzak, asker ve mühimmat, donanmaya ait nakliye gemileriyle güvenli bir şekilde Avrupa yakasındaki ordugaha taşınıyordu. Donanma, Bizans'ın denizden ikmal yapmasını engellerken, Osmanlı'nın denizden ikmal hattını açık tutarak lojistik zaferin en önemli garantisi oldu.

Özetle, İstanbul'un fethi, surlara hücum eden askerlerin cesareti kadar, o askerlerin yemeğini pişiren aşçıların, topları taşıyan işçilerin, yolları düzelten mühendislerin ve tedariki sağlayan yöneticilerin de zaferidir. Fatih Sultan Mehmet, stratejiyi ve lojistiği tek bir büyük planın ayrılmaz parçaları olarak gören bir dehaydı. Onun kurduğu bu kusursuz tedarik zinciri, 53 günlük kuşatmanın her anında ordusunu ayakta tutan görünmez bir güç olmuş ve fethin lojistik destanını yazmıştır.

Diğer Yazılarımız

YUKARI ÇIK