Büyük liderlerin hayatları gibi ölümleri de genellikle dramatik ve gizemlidir. Fatih Sultan Mehmet'in 3 Mayıs 1481'deki ani vefatı, tarihin en büyük sır perdelerinden birini aralamıştır. Gücünün zirvesinde, İtalya'yı titreten Otranto seferinin hemen ardından, hedefi tam olarak bilinmeyen yeni bir "sefer-i hümayun" için ordusunun başındayken hayata gözlerini yumması, pek çok soruyu da beraberinde getirmiştir. O, gerçekten de yıllardır mücadele ettiği gut (nikris) hastalığının şiddetli bir krizine mi yenik düşmüştü? Yoksa zaferlerinden ve "Kızıl Elma" idealinden dehşete düşen düşmanları tarafından, sarayına kadar sızan bir suikastla mı ortadan kaldırılmıştı? Bu soru, 500 yılı aşkın bir süredir tarihçileri, yazarları ve meraklıları meşgul etmektedir. Bu yazı, Fatih'in ölümünün ardındaki sır perdesini aralayacak, "hastalık" ve "zehir" teorilerini kanıtları ve şüpheleriyle birlikte masaya yatıracaktır.
1481 baharında Fatih, büyük bir orduyla Üsküdar'a geçmiş ve Gebze yakınlarındaki Hünkar Çayırı (veya Tekir Çayırı) denilen mevkide otağını kurmuştu. Seferin hedefi son ana kadar büyük bir gizlilikle saklanıyordu. Rodos mu, Mısır mı, yoksa İtalya'nın fethine devam mı edilecekti? Tüm Avrupa, nefesini tutmuş bu sorunun cevabını beklerken, beklenmedik bir haber geldi. Padişah, otağında aniden rahatsızlanmıştı.
Fatih'in son seferinin hedefinin hala net olmaması, ölümünün üzerindeki gizemi daha da artırır. Eğer hedef İtalya ve Roma ise, Papalık ve Venedik'in onu ortadan kaldırmak için çok güçlü bir nedeni vardı. Eğer hedef Memlüklerin elindeki Mısır ise, bu durum farklı iç ve dış dengeleri harekete geçirmiş olabilirdi. Bu belirsizlik, suikast teorilerini her zaman canlı tutan en önemli unsurdur.
Fatih'in ölümüne dair ilk ve en yaygın kabul gören teori, doğal nedenlerle vefat ettiğidir. Fatih'in gençliğinden beri gut (padişah hastalığı olarak da bilinir) rahatsızlığından muzdarip olduğu, dönemin kaynaklarında belirtilmektedir. Gut, eklemlerde aşırı ağrı, şişlik ve iltihaplanmaya neden olan bir hastalıktır ve şiddetli krizler halinde seyreder. Resmi tarih kayıtlarına göre, Fatih'in Hünkar Çayırı'nda yaşadığı da böyle şiddetli bir gut kriziydi. Ayaklarında başlayan ağrılar kısa sürede tüm vücuduna yayılmış, mide ve bağırsak sorunları da eklenince durumu ağırlaşmıştı. Hekimlerin müdahalesine rağmen kurtarılamayarak vefat etmesi, bu teoriye göre hastalığın doğal bir sonucudur.
Ancak Fatih gibi bir liderin sefer arefesinde aniden ölmesi, her zaman şüpheyle karşılanmıştır. Özellikle en büyük düşmanı olan Venedik'in adı, bu şüphelerin merkezinde yer alır.
Venedik Cumhuriyeti, Fatih'in Akdeniz'deki hakimiyetinden ve özellikle Otranto'yu fethederek İtalya'ya ayak basmasından büyük bir dehşet duyuyordu. Venedik arşivlerindeki bazı belgeler ve dönemin istihbarat raporları, Venedik'in Fatih'i ortadan kaldırmak için defalarca suikast girişiminde bulunduğunu, saraya casuslar sokmaya çalıştığını göstermektedir. Bu nedenle, Fatih'in ölüm haberi Venedik'e ulaştığında şehirde günlerce süren kutlamalar yapılmış, kiliselerde şükran ayinleri düzenlenmiştir. Bu durum, Venedik'in zehirlenme olayının arkasında olabileceğine dair en güçlü kanıt olarak sunulur.
Zehirlenme teorisinin kilit ismi, Fatih'in son anlarında yanında olan hekimbaşıdır. Aslen Venedikli bir Yahudi olan ve sonradan Müslüman olarak Yakup Paşa adını alan Maestro Iacopo, şüpheli olarak görülür. Bazı tarihçilere göre, Yakup Paşa'nın Venedik ajanı olduğu ve Fatih'e tedavi adı altında yavaş yavaş zehir verdiği iddia edilir. Özellikle Fatih'in son rahatsızlığında verdiği ilaçların ve şurupların, padişahın durumunu iyileştirmek yerine daha da kötüleştirdiği, ağrılarını dindirmek için verdiği yüksek dozda afyonun ölümünü hızlandırdığı öne sürülür. Fatih'in ölümünden sonra, öfkeli Yeniçerilerin Yakup Paşa'yı parçalayarak öldürmesi de halk ve ordu nezdindeki şüpheleri doğrular niteliktedir.
Günümüzde tarihçiler bu konuda ikiye bölünmüş durumdadır. Zehirlenme teorisini savunanlar, Venedik'in motivasyonunu, Yakup Paşa'nın şüpheli kimliğini ve ölümün ani ve şüpheli olmasını kanıt olarak sunar. Karşı çıkanlar ise, Fatih'in gut hastalığının zaten çok ilerlemiş olduğunu, o dönemin tıp bilgisiyle uygulanan yanlış bir tedavinin (örneğin gut krizinde müshil ilacı verilmesi) sağlıklı bir insanı bile öldürebileceğini ve zehirlenmeye dair kesin bir maddi kanıt (otopsi raporu gibi) olmadığını belirtirler. Onlara göre Yakup Paşa, belki de sadece kötü bir hekimdi.
Özetle, Fatih Sultan Mehmet'in ölümü, bir sır perdesinin arkasında kalmaya devam etmektedir. İster ilerlemiş bir hastalığın acı bir sonucu olsun, ister düşmanlarının ustaca planladığı bir suikastın eseri olsun, kesin olan bir şey vardır: Fatih'in ölümü, tarihin akışını bir kez daha değiştirmiştir. Eğer o son sefere çıkabilseydi, belki de bugün bambaşka bir dünya haritasından bahsediyor olacaktık. Bu çözülememiş gizem, onun fırtınalı ve efsanevi hayatına yakışır, dramatik bir son olmuştur.
Copyright By fatihsultanmehmet.org - 2023 - 2025
YUKARI ÇIK
İsteğe bağlı tanımlama bilgilerini, sosyal medya bağlantıları gibi web sitelerimizde deneyiminizi iyileştirmek ve çevrimiçi etkinliğinize dayalı olarak kişiselleştirilmiş reklamlar görüntülemek için kullanırız. İsteğe bağlı tanımlama bilgilerini reddederseniz yalnızca size hizmetleri sağlamak için gerekli tanımlama bilgileri kullanılır. Sayfanın altındaki 'Tanımlama Bilgilerini Yönet' bağlantısına tıklayarak seçiminizi değiştirebilirsiniz. Gizlilik Politikamızda Çerez Beyannamesini
Çerezler, bir kullanıcının deneyimini daha verimli hale getirmek için web siteleri tarafından kullanılabilen küçük metin dosyalarıdır.
Kanun, bu sitenin çalışması için kesinlikle gerekliyse, cihazınızda çerez depolayabileceğimizi belirtir. Diğer tüm çerez türleri için izninize ihtiyacımız var.
Bu site farklı türde çerezler kullanır. Bazı çerezler, sayfalarımızda görünen üçüncü taraf hizmetleri tarafından yerleştirilir. Web sitemizdeki Çerez Beyannamesini
istediğiniz zaman değiştirebilir veya onayınızı geri çekebilirsiniz . Kim olduğumuz, bizimle nasıl iletişime geçebileceğiniz ve kişisel verileri nasıl işlediğimiz hakkında Gizlilik Politikamızda daha fazla bilgi edinin . Lütfen rızanızla ilgili olarak bizimle iletişime geçtiğinizde rıza kimliğinizi ve tarihinizi belirtin.
İsteğe bağlı tanımlama bilgilerini, sosyal medya bağlantıları gibi web sitelerimizde deneyiminizi iyileştirmek ve çevrimiçi etkinliğinize dayalı olarak kişiselleştirilmiş reklamlar görüntülemek için kullanırız. İsteğe bağlı tanımlama bilgilerini reddederseniz yalnızca size hizmetleri sağlamak için gerekli tanımlama bilgileri kullanılır. Sayfanın altındaki 'Tanımlama Bilgilerini Yönet' bağlantısına tıklayarak seçiminizi değiştirebilirsiniz. Gizlilik Politikamızda Çerez Beyannamesini